Alkolün Faydaları

  

   

                Evet evet bugün sizlere alkolün faydalarını anlatacağım. Bildiğimiz üzere alkol tüm kötülüklerin anasıdır. Ama belli bir dozda alındığı zaman faydaları da vardır. Dalga geçmek için söylemiyorum. Tıp dahi bir çok yerde alkolün kullanıldığını görebiliriz. Mesela kıyafetlerinizdeki lekelere bire birdir alkol. Ama biz hastanede damar yolu açmadan önce vs. sürülen alkolü içersek pilot değil kör oluruz. O yüzden sizlere alkollü içeceklerin faydalarından bahsedeceğim.

RAKI

                Aslan Sütü olarak tabir ettiğimiz kim tersini idda ederse etsin milli içeceğimizin faydalarıyla başlayalım. 

                Bilindiği üzere rakının hammaddesi anasondur. Anasonun mide, bağırsak gazlarının birikmesini önleyici, hazmı kolaylaştırıcı ve göğüs yumuşatıcı olarak kullanılan anason nefes darlığı, öksürük ve kalp çarpıntısında etkilidir. Rakıyla birlikte alınan anason sinirleri yatıştırır. İştah açıcıdır. Örneğin ben ciğer sevmezken rakının yanında ciğer yediğimden beri ciğer yerim. Bunların dışında kan dolaşımını rahatlatır. Tansiyon normal seviyeye döner. Stres sıfıra iner. Diş ağrısına çok iyi geldiği de bilinir. Bunların dışında hafızanız ve zekanız güçlenir. Niye o anılarınız hep aklınıza çilingir sofrasında geliyor sanıyorsunuz? Efsane dostluklar kurdurur. İçinizdeki Neşet Ertaş, Müzeyyen Senar, İbrahim Tatlıses gibi sanatçı ruhları ortaya çıkarır. Dostluğu pekiştirir. Çok iyi bir siyesetçi olursunuz. Ama dediğim gibi sağlıkla ilgili faydaları hep 1 2 duble aldığınız zaman fazlası çok fena zararlı.

BİRA

                Ülkemizde en çok tüketilen alkollü içeklerin başında gelen, Ayaküstü içilebilen, hayır hayır her yerde içilebilen, "bira hammallık la" dediğimiz bu güzide içeceğimizin faydaları da saymakla bitmiyor.

                Dozunu kaçırmadan bira içmek mide kanseri ve ülseri engelliyor. Mideyi "helicobacter pylori" isimli mikroba karşı koruyor. Ama dozunu kaçırırsanız mideyi kevgire çevirirsiniz. Düzenli olarak her gün bir bardak bira içen kişide Tip 2 Diyabet riski azalıyor. Bir bardak dedik abartmayın 50lik bardakla için. Kalp krizine karşı önlem olduğu söyleniyor. Kolesterolünüzü düşürmesinin yanı sıra lifli gıdalardan almanız gereken ihtiyacın %20'sini karşılıyor. Bir 50'lik bardaktaki bira size 200 kalori veriyor. Demek ki Behzat Ç.'deki Harun "bi şişe bira üç dilim ekmek yerine geçiyo la" derken bilimsel verilerle konuşuyormuş. Ayrıca herkesin bildiği gibi Bira böbrek taşı oluşumunu engelliyor ve taş düşürmenize yardımcı oluyor. Ama siz fazla içmeyin, hem fazlası zarar hem göbek yapıyor.

VİSKİ

                Bakınız, bu içki listemizin en karizmatiği. Niye karizmatik bilmiyorum. Ama pahalı olduğundandır belki de. En baştaki faydası ise ülke ekonomisine katkısı. Bildiğiniz üzere ülkemize kendi meyhanesinde alkol ısmarlıyoruz. Diğer faydaları ise ciğerleri açar nefes darlığını azaltır. Damar sağlığına faydalıdır. Kilo aldırmaz zayıflatır ve formda tutar. Ama viskinin sağlığa faydaları rakı ve biraya göre azdır. Öyle pahalı olmakla olmuyo bu işler. Siz bırakın viskiyi çok pahalı faydası da yokmuş. Rakı koy la!

ŞARAP

               Bir şişe şarap dırın dın sırdaşım olsuuun dırın dın yanında sigaraaaam mezesi olsuun.. Öhöm listemize şarabı da eklemeden geçemedim. Şarap güzel ama kanda uzun süre kaldığından fazla içilmemesi gereken bir içki. Sağlık açısından ise şu faydaları vardır; Kalp adelesinin kanlanmasını arttırdığı için, şarabın kalp enfarktüslerinde koruyucu bir etkisi vardır; ve kanda kolesterol düzeyini düşürdüğü, kan akımını  kolaylaştırdığı ve tromboz eğilimini azalttığı için, damarların esnekliğinin sağlanmasında da önemli bir rolü vardır. Şarap, sindirim bezlerini uyarır; ve mide asidinin işlevini koruduğu, barsak hareketlerini hızlandırdığı ve vitaminlerin, minerallerin emilmesini artırdığı  için, vücudun sindirim verimini yükseltir.

Daha fazla tür yazmaya gerek duymadım aşağı yukarı bütün içkilerin faydaları aynı. Ama zararlarının daha çok olduğunu tekrar hatırlatmadan geçemeyeğim.
İçin dostlarım için ama unutmayın ki ALKOL DOSTUNUZ DEĞİLDİR. Dozunu kaçırmadan kimseyi rahatsız etmeden. Özellikle eski sevgilinizi. İçin. Ne demiş atalar "sağlığınız için Yeni Rakı için!"

O zaman sağlığınıza bir kadeh kaldıralım.

Okumak Lazım Okuyacaksın!

          Bir arkadaşım sayesinde esti blog yazmak. Okumakla ilgili yazarsam ilk yazımı daha anlamlı olur diye düşündüm. Kimse okumasa da olur dedim yeter ki içimi dökeyim. Ama belki bir okurum olur umudu ile de buraya aklıma ne gelirse yazacağım.

          Ben okurum arkadaş ne bulsam okurum. Bazen lazım olur. Sizde okuyun. Okumaktan zarar gelmez. Kafanız dağılır. Ne bulursanız okuyun. Ben sıklıkla blog sözlük vs. okuyorum midyeyle veya tuzlu fıstıkla birlikte, göbek yapıyor ama okumaktan zarar gelmez. Gazete okumaktan zevk alıyorum ama o da çabuk bitiyor. Romanı falan da okurum, ama o taraf çok teferruatlı ortamını kurunca okuyorum işte.

          Cumhuriyet Üniversitesinde bir hocamla bu konuda tartışmıştık. Hocam okuma oranının düştüğünü gençlerin artık çizgi roman bile okumadığını, onların zamanında kitabın yanı sıra gırgır'ın kimsenin elinden düşmediğini söyledi. Sınıf fena gaza geldi hemen hocadan kitap, dergi önerisi istediler. Okudular mı dersiniz? Çoğu yüzüne bakmadı.

                                    
         Kitap okumak seksidir! Evet öyledir. Bana iPhone, Parliament veya Marlboro, araba anahtarını kafede masanın üzerine koymaktan daha havalı geliyor. Kendimi kitap okurken bazen Robert Downey Jr.  gibi hissediyorum. Bazen Leonardo DiCaprio gibi hissettiğim olmuştur ama siz onu boşverin. Asıl konu şu; insanımıza okumayı sevdirmek için ne yapabiliriz. Bakınız Amerika'da Central Park içinde bir kitap kulübü kitap alışkanlığını arttırmak için üstsüz kitap okuma programı yapmış. Saçmalamayın bizim ülkemizde bu etkinliği yaparsak hakime savunmasını "oda çıplak kitap okumasaydı çok seksi duruyordu" diye yapanlar olur. O yüzden farklı şeyler bulabiliriz. Kitap hediye etmek falan çok sıradan. Yaratıcı olmak lazım. Benim aklıma bir fikir gelmedi şuan için siz bulursanız bana ulaşın.

                                     
          Sözlerime Poyraz Karayel'in Zülfikar'ının sözleriyle son vermek istiyorum. "Her sene dünya da satılan kitaplar %12 oranında azalıyo. Bundan 3 nesil sonra hiç bir çocuk Dostoyevski'yi bilmeyecek. Zaten Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Twitter niyetçisi olur. Halikarnas Balıkçısı'nı hiç söylemiyorum zaten! Arkadaş okuyacan, okumak lazım. Okumayan adam sokaktaki canlı bombadan daha tehlikeli! Okuyacaksın"

Görüşmek üzere...